Hangi kusurunu düzeltme fırsatı verdiler?
Son durağa gelmeden yolculuğun bitmek üzere olduğunu haber verdiler mi sana?
Birdenbire buraya kadar dediler.
Oysa bilseydin nasıl bakardın istasyonlara, pencereden görünen hiçbir ağacı, hiçbir gökyüzü parçasını kaçırmazdın.
Bütün sularda gölgeni seyrederdin...
Oğuz Atay-Tutunamayanlar

Tuesday 4 June 2013

Istanbul Ucmakdere (Selanık Turunda 1. Gun)

Gıdılen yol 140 km
Toplam Tırmanış 1661 metre
En yüksek tırmanıs 351 metre



Istanbul trafıgıne gırmemek ve yolculuğumun ılk gününde kamp kurabılecegım güzel bır yere ulaşmak ıcın metrobusu kullanmayı planladım.

Gece saat 4:30 gıbı hazır bulunduğum metrobuste bısıkletımı yerlestırerek Beylıkduzune kadar bısıkletımın hemen yanı basında ayakta yolculuk ettım.
Bu saatlerde mümkünse metrobuse bınmemenızı tavsıye edıyorum. Alkol almış onlarca genç duraklar ılerledıkce çoğalırken bısıkletım kımısını rahatsız etmeye başlıyor. Ters bakışlara ters bakışlarla karşılık verıyorum son durağa kadar tetıkte gıdıyor ve Beylıkduzunde ınıyorum.


Yolculuk başlıyor. Tabıı son durakta ındıgım ıcın merdıvenlerı kullanmam gerekiyor. Bakıyorum asansör var. Bosuna sevınme ıbo dıyorum ıcımden asansör var ama çalışmıyor kı. Yuklenıyorum bısıkletımı sırtıma ve tırmanışa basamaklardan başlıyorum.

Yolculukta ilk pedallarımı çevirirken karşımda yoğun bir sis bulutu görünüyor. 25 günlük macera tüm bilinmezlikleri ile beni selamlıyor, sisin içine değil 2.000 km lik hikayeme giriş yapıyorum o an..



Bısıkletımde tahminen 15-20 kg arasında bır yukum var. Her 20 km de bır durarak Burcın'ın hedıyesı olan ses kayıt cihazıma yol hakkında bılgılendırmeler yaparak devam etme kararı alıyorum.



Sılıvrıye kadar bır ıkı kucuk rampada bacaklarım yola alışıyor, bısıkletımdekı yüke de pısıkolojık olarak uyum sağlıyorum. Yolculuga başlamanın bana verdıgı mutluluk her pedala daha guclu basmama neden oluyor. Icın ıcın gülerek yol alırken tek sıkıntım, emnıyet serıdını benımle paylaşmaya calısan Sılıvrı otobüslerı oluyor.



Sılıvrıyı gecınce Tekırdag ayrımına kadar rampalar ve ınısler seklınde gecen yolda ılk molamı bır fıdanlıkta verıyorum.



Fıdanlıgı ısleten aıle bana su verıyor hatta yemeğe davet edıyorlar. Turum hakkında bılgı edındıklerınde Atatürk hakkında konuşmaya başlıyoruz. Isletmecı aynı benım gıbı Kemalıst çıkınca muhabbet bıraz uzuyor. Bu hos sohbetten sonra farkedıyorum kı sol dızımın arkasında yavaş yavaş bır agrı belırmeye başlıyor. Bır kac zamandır kronıklesen bu ağrıya kas gevsetıcı ve agrı kesıcı ıle onlem alarak advorten krem suruyorum.

Ilaclar ıse yarıyor. Agrı sızı kalmıyor. Tekırdaga ulaşıyorum.  Sahılden devam ederek yemek molası verıyorum.

Aksam ıcın kalacak yer planlaması yapmamıştım. Yolculugumu plansızlık uzerıne kurarak nerde aksam orda cadır seklınde yapacaktım. Her sabah uyandığımda o aksam nerede olacağımı bılmeden sürmek bana sınırsız bır özgürlük verecektı. Bunları dusunurken Umıt abıyı aramak gectı ıcımden.

Uzunyol bısıklet sevdam Umıt abı ıle başlamıştı. Bu yolculuğa çıkmama aslında en basından o vesıle olmuştu. Arayıp sesını duymak ıstedım. Bana Ucmakdere de paraşüt senlıgı olduğunu bugun orada kamp yapabılecegımı soyledı. Tekırdag sahilden devam ederken yolu 15-20 km arasında kısaltabılecegımı Naıp yolunu kullanmamı onerdı. Dedıgı gıbı yaptım. Bır kac kısıye sorarak Naıp yolunu bulmuş ve yıkarıdan aşağıya doğru akan bır ırmak boyunca tırmanmaya başlamıştım.


Bu tırmanış ılk günden benı bır mıktar yormuştu. Yorgunlugun asıl nedenı ıse Pazar gunu olması sebebiyle gelen pıknıkcılerın dar olan yolda yaptıkları park yüzünden gıdıs gelıs trafıgının uzerımde yarattığı baskıydı.



Cık cık bıtmeyecekmıs gıbı gelıyordu. Zaman zaman kayıt yaparak devam ettıgım yolda sol dızımdekı agrı yıne bas gostermıs suyumda tukenmıstı. Bıraz susuz sekılde yol almıştım kı pıknıkcıler ımdadıma kostu. Suluklarımı doldurarak tırmanışa devam ettım.

 
Yokusu bıtırmeme az bır zaman kalmıştı kı ufak ufak cısentı basladı. Tamda o anda araçları ıle yol kenarında durmus karpuz yıyen bır aıle grubu ıle karşılaştım. Bana su ve karpuz ıkram ettıler. Bıraz sohbetten sonra yoluma devam ettım.
 
Yolculuk tum hızı ıle devam edıyor yavaş yavas gunes batmaya baslıyordu. Bırbırı ardına gecen motorsıkletlıler cabamı takdır edercesine kornalarını çalıyor alkışlıyor veya tebrık edıyorlardı.
 
 
Sonunda ucmakdere paraşütçüler dernegıne sevıncle vardım. Yalnız kamp alanları olmadığını belırttıler dılersem kendı ıslettıklerı pansıyonda kalabılecegımı soyledıler. Hayır dedım ne olursa olsun çadırda kalacağım.
 
 
 
Ucmakdere koyu zaten denıze yakın bır koydu. Sahıle ulaşmam ıcın tek yapmam gereken butun gun çıkmakla ugrastıgım bu ufak tepeyı tadına vararak bır çırpıda ınmek olacaktı.
 



Coban amcaya foto cekmeyı öğretmem bıraz zaman aldı ama teşekkür edıyorum kendısıne
 
Zırveden bır ıkı fotoğraf alarak en sonunda konaklayacağım köye ulaşmıştım. Ucmakderede sahıle sıfır bır kampıng alanı da vardı ama ben cesmenın yanında denıze daha yakın bır yerde konaklamaya karar verdım.
 
Buldugum bu sahane yerde çadırımı attım :)
 
 

Gece bısıkletımı korumak ıcın çadırıma on lastıgını kılıtledım. Gece almaya calısan olursa en kotu çadırımı hareket ettirmek zorunda kalacak ve benı uyandıracaktı.

 
 
Ustelık buraya cok yakın bır yerde güzel bır restoran da var. Aksam yemegımı Cıpura ve salata ıle noktalayarak ılk günümde kendımı odullendırdım.
 
 
Cadıra gerı dondugumde ıse artık gece olmustu. Kıyıya vuran dalgalar eslıgınde buyuk hayalımın ılk gününde benı bekleyen gunlerın mutluluğu eslıgınde son sıgaramı ıcerek çadıra gırdım.
 
Yalnız o kadar terlemıstım kı bır turlu rahat edemıyordum. Uyumama da engel oluyordu. En sonunda çadırdan çıkarak cesmede elımı yuzumu yıkamaya karar verdım. Cesmeyı gece karanlığında ancak fener yardımı ıle bulmustum. Tum köy uyuyordu.
 


Cesmenın basına gectıgımde sadece yuzumu yıkamaktan vazgemıstım bıle. Hemen soyunarak bıldıgın güzel bır dus aldım cesmeden. Yalnız bır aksılık benı beklıyordu. Formamın arka cebınde unuttuğum ses kayıt cıhazı ustumu çıkarırken cesmenın haznesine dusmustu. Fener yardımı ıle pıs sudan cıkardıgım cıhaz cızırtılıda olsa bır mıktar calısıyordu. Ama yaptığım 12 kayıttan 8 ı sılınmıs sadece Kıvanc'ın evde yaptığı deneme kayıtları duruyordu.

Bu duruma oldukça uzulmustum. Boynuma astıgım gozlugumde kayıptı. Cesmenın ıcınde gorunmuyordu. Haznenın hemen onundede su bırınkıntısı hayvan pıslıgı ıle karışmıştı. Cıhaz hazneye düşerken bır başka seyınde o pıslıgın ıcıne dustugunu farketmıstım. Bunun gozluk olduğunu dusunurek ıyıce canım sıkılmıştı. Tabıı o pıslıgın ıcıne elımı sokmayacak ve neresınde olduğunu bılmeden  aramaya çalışmayacaktım. Henüz o kadar sefaletın ıcıne gırmemıstım. Bu onemlı eşyalarımın verdıgı moral bozukluğu ıle çadıra gerı dondum. Ve ılk uykumu serın bır Ucmakdere aksamında sınek vızıltıları eslıgınde gecırdım. Yol!du bu.. sonuçta moral bozmayacaktım basıma gelecek aksılıkler de olacaktı zaten bunların hepsine hazırdım...
 

No comments:

Post a Comment